Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu ve Cezası Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; ceza muhakemesinin kovuşturma evresinde yapılması zorunlu olan ve sanık için, hem bir hak ve hem de bir yükümlülük niteliği taşıyan sorgunun, sanığın talebi üzerine SEGBİS vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağına ilişkmarshttps://sovrnbitcoiner.com/. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Genel Hükümler” başlıklı birinci kitabının “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmının “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenen meşru savunma, meşru savunmada sınırın aşılması ve haksız tahrik müesseseleri, birbirinden ayrılması kolay olmayan Ceza Hukuku kurumlarıdır. Bu kurumların birbiri ile karıştırılması, yanlış anlaşılması veya somut olaya yanlış şekilde uygulanması sıklıkla karşılaşılabilen bir durumdur. Bu nedenle, bu kurumlar arasında farklılığın açık şekilde ortaya koyulması ve bu üç kurumun olması gerektiği biçimde anlaşılması önem arz etmektedir. Bu yazımızda; öncelikle bu üç kurumu ayrı ayrı kısaca açıklayacak, daha sonra ise birbirileri arasındaki farklılıklara değinerek hangi durumlara uygulanmaları gerektiğini izah edeceğiz. Yazımızda son olarak ise, ABD’de yaşanan Rittenhouse olayının Türk Hukuku açısından değerlendirilmesine yer vereceğiz. Bu yazıda; yatırım esasına dayalı vatandaşlığın tanımı ve kapsamı ile yetkili merci kararıyla istisnai olarak Türk vatandaşlığının kazanılması konularına değinilerek, Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. Maddesinde öngörülen, yatırım yapmak suretiyle vatandaşlığın kazanılmasının hukukiliği hakkında değerlendirme yapılacaktır. Anayasa Mahkemesi yetki aşımında bulunmadığı gibi, yasama ve yürütme organlarının yetki alanlarına da müdahale etmemiştir. Bu yazımızda; şüpheli, sanık, tanık, mağdur, şikayetçi ve bilirkişinin, hakim, mahkeme veya cumhuriyet savcılığı tarafından nasıl çağrılacağı ve dinleneceği incelenecek, son olarak uygulamada bazı güncel sorunlara ayrı başlık altında yer verilecektir. Daha önce Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile elkoyma tedbiri konusunda birçok yazı yazdık, ancak tüm bunlara rağmen uygulamada, MASAK’ın görev ve yetkileri ile elkoyma tedbiri konusunda farklı ve aşırı yöntemlerin tatbik edilebildiği, bunların da Anayasa m.35 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 1.
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve SavcıIar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. Çalışma ve sözleşme hürriyetiMadde 48.- Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır. C. Basın araçlarının korunmasıMadde 30.- Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve millî güvenlik aleyhine işlenmiş bir suçtan mahkûm olma hali hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve işletilmekten alıkonulamaz. Bilim ve sanat hürriyetiMadde 27.- Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir. Angarya yasaktır.Şekil ve şartları kanunda düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz. A) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından dört üye seçer. B) 1 Ocak 1980 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde üye bulunan milletvekilleri ile senatörler, Anayasanın halkoylaması sonucu kabulü tarihinden başlamak üzere beş yıl süre ile siyasî parti kuramazlar, kurulacak siyasi partilerin merkez yönetim kurullarında veya benzeri organlarda görev alamazlar. Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda, kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır. Silahlı Kuvvetler elinde bulunan Devlet mallarının Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlenmesi usulleri Millî Savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir.
- (1) Duruşmadan önce görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor üyelereaçıklanır.
- (2) Hâkim kararının veya Cumhuriyet savcısının emrinin kendilerinebildirilmesi üzerine elkoyma işlemini yerine getiren kolluk memurları, birincifıkrada belirtilen gönderilerin içinde bulunduğu zarfları veya paketleriaçamazlar.
- Ayrıca disiplin subaylıklarında ve disiplin kurullarında yazı işleri müdürlüğü ve tutanak kâtipliği yapmak üzere yeteri kadar personel de görevlendirilir.
Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.
Başvurucu, hakkında düzenlenen 343 TL’lik idari para cezasının iptali için Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştur. Mahkeme, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun m.28/10 uyarınca miktardan dolayı kesin olmak üzere para cezasının iptaline kara vermiştir. Küresel düzeyde yaşanan teknolojik gelişmelere paralel olarak bireylerin gerek kendi aralarındaki gerekse de toplulukla aralarındaki iş ve işlemlerinde dijital bir dönüşüm içinde olduğu görülmektedir. Bu durum hayatın birçok alanında yaygın bir şekilde gözlemlenmektedir. Toplumsal ve iktisadi ilişkilerin birçoğunun dijital ortamlar üzerinden gerçekleşmesi ile birlikte sözkonusu ilişkilerden doğan yükümlülüklerin de bu doğrultuda yerine getirilmesi gerekmektedir. Çalışmamızın konusu oluşturan ödeme kaydedici cihazlar da dijitalleşen dünyanın sunmuş olduğu yeniliklerden bir tanesi olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak şunu belirtmeliyiz ki, dünyanın dijitalleşme hızı karşısında yapılan yasal düzenlemeler bu hıza paralel bir şekilde gelişim gösterememektedir. Bu nedenle, dijital araç ve gereçlerin hukuki düzlemdeki konumuna ilişkin düzenlemelerde ve uygulamalarda zaman zaman ihtilaf konusu hususlar oluşabilmektedir. Çalışmamızda ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle üretilen belgelerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. Maddesinde düzenlenen vergi kaçakçılığı suçu karşısındaki durumu değerlendirilmiş olup, bu durum hukukun temel ilke ve esasları bağlamında ele alınmıştır. Fıkrasında; “Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.” ifadesine yer verilmekle, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma/hürriyeti tahdit suçunun temel hali düzenlenmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Dördüncü Kısmında, maddi gerçeğe ve adalete ulaşılabilmesi veya muhakeme sürecinde verilen kararların icra edilebilmesini sağlamak amacıyla koruma tedbirlerine yer verilmiştir.
Maddesinde; ifade ve haber alma hürriyetinin sağlanması ile televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, bu Kanunun amaçları arasında sayılmıştır. Bu iki amaç arasında denge doğru kurulmadığı takdirde, ifade ve haber alma hürriyeti amaç olmaktan çıkıp araç haline gelecektir. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylamasıyla gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleri sonrasında Türkiye Cumhuriyeti, parlamenter sistemi terk edip, yeni yönetim sistemi sonrasında başkanlık sistemine (her ne kadar cumhurbaşkanı hükümet sistemi denilse de) geçmiştir. Yeni yönetim sistemi konusunda ortak hareket eden 6 siyasi partinin 28 Şubat 2024 günü “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adlı Deklarasyonunun önemli başlıkları ve içerikleri bir kenara bırakıldı ve tartışma, Deklarasyonda neden “C. Yeni Bir Sistem Öneriyoruz” başlığı altında neden “1921 Anayasasının nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki Anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.” cümlesine yer verildiği, bununla amaçlananın ne olduğu ve 1924 Anayasası’na değinilmemesinin gerekçesinin ne olduğu üzerine odaklandı. Sahipsiz hayvanlara yönelik şiddet vakaları ve mevzuata aykırı uygulamalar devam ediyor. Oysa tüm eksikliklerine rağmen, yürürlükte olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hükümleri sahipsiz hayvanların korunmasını teminat altına alıyor. Hem insanların ve hem de sahipsiz hayvanların korunmasında sorun; hayvanların varlığından veya 5199 sayılı Kanundan değil, Kanunun uygulanmasında yaşanan eksikliklerden ve ihmallerden kaynaklanıyor. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) “hukuki kesinlik”, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ise “hukuki belirlilik” olarak adlandırdığı ilke, hukuk devletinin asli gereklerinden birisidir. İHAM ve AYM kararlarında, “hukuki kesinlik/belirlilik” ilkesi çoğu zaman “hukuki güvenlik” ilkesi ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. AYM’nin bazı kararlarında ise; “hukuki belirlilik” ilkesi, “hukuki güvenlik” ilkesinin bir unsuru şeklinde tanımlanmaktadır.
(2) Kaçınma hâlinde bu şeyin zilyedi hakkında 60 ıncı maddede yer alan disiplin hapsine ilişkin hükümler uygulanır. Ancak, şüpheli veya sanık ya da tanıklıktan çekinebilecekler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geçici Madde 9 – İlk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin geri gönderilen Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanına gönderebilmesi, üye tamsayısının dörtte üç çoğunluğunun oyu ile mümkün olabilir. Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri, idari yargının özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hakim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
İcra takibine konu bir çek, poliçe ve bono, yani bilinen adı ile kıymetli evrak niteliği taşıyan senetle ilgili olarak senedin, icra veya iflas takibinin yanında, ceza yargılamasına da konu edilmesinin gündeme geldiği hallerde, soruşturma aşamasında, gerek senetle ve gerekse de icra dosyası ile ilgili olarak Cumhuriyet savcısının ne yapabileceği veya nasıl hareket edebileceği soruları akla gelebilir. Böyle bir durumda, Cumhuriyet savcısının icra dosyasına müdahale edip edemeyeceği veya herhangi bir işlem yapabilme yetkisinin bulunup bulunmadığı konusunda tereddütler yaşandığı görülmektedir. Yazımızda; sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasına konu olduğu ileri sürülen kıymetli evrakla ilgili bir örnek üzerinden bu tür bir tereddüdün nasıl giderileceği, böyle ihtilaflar gündeme geldiğinde Cumhuriyet savcısının soruşturma evresinde hangi yetkilerini kullanabileceği kısaca açıklanacaktır. Burada her ne kadar icra takibi desek de bu kavramı, iflas takibini de içine alacak şekilde anlamak uygun olacaktır. Bu yazımızda; mevzuat, doktrin ve Yargıtay kararları doğrultusunda, ceza yargılamalarında bilirkişilerin, tarafların asli veya tali kusurlu olduklarına dair değerlendirme yapmalarının hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilecektir. Hükümlünün koşullu salıverilme tarihinden daha önce ceza infaz kurumu dışına çıkabilmesine imkan sağlayan denetimli serbestlik müessesesinin temel şartları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İnfaz Kanunu) m.105/A’da düzenlenmiştir. Ayrıca; İnfaz Kanunu Geçici m.6 ve Geçici m.10 hükümlerinde de, denetimli serbestlik süreleri ile ilgili geçici düzenlemelere yer verilmiştir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği m.77 ila 88’de, denetimli serbestlikle ilgili İnfaz Kanunu hükümlerinin uygulanmasını sağlamak üzere ayrıntılı hükümler yer almaktadır. Yargı Paketi Taslağı” olarak bilinen Yargı Hizmetlerinin Etkinliğinin Artırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 76, 105/A, 108, Geçici m.1, Geçici m.10 hükümlerinde değişiklik yapılması ve Geçici m.11 olarak Kanuna yeni madde eklenmesi öngörülmektedir.